7. Ekim 2020

LGBTİ+ mültecilerle ilgili özel makaleler artık halka açık hale geliyor

Federal Anayasa Mahkemesi (Bundesverfassungsgericht) 22 Ocak 2020 tarihli kararında 7 Kasım 2013 tarihli ABAD (Avrupa Birliği Adalet Divanı) kararına dayanmaktadır. Bu kararda, gey ve lezbiyen sığınmacıların cinselliklerini gizli tutabilmelerine veya temkinli davranabilmelerine belirtilmek yasaklandı. An itibari ile bu Anayasa Mahkemesinin kararına Alman idare mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularında da dayanabiliyor. Karar ayrıca BAMF ve mahkemelerin biseksüel bireylere kendi ülkelerinde gizli bir hayat sürdürebileceklerini söylemeyebileceklerini de açıkça ortaya koyuyor.

Ancak 4 Aralık 2019 tarihli kararında Federal Anayasa Mahkemesi, bir takip başvurusunun kabulünün incelenmesi için gerekenler hakkında yorumda bulundu. Başvuru sahiplerinin kanıtlanmış ve inandırıcı bir şekilde değişen bir olgusal durumu ortaya koymaları durumunda, “daha uygun bir karar olasılığı da yeterli görülecektir”.  Bu durumlarda zulüm olasılığının daha ileri aşamalarda değerlendirilmesi, takip uygulamalarına izin verip vermemeye ilişkin kararda değil, takip uygulamalarının kendisinde gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Alva Träbert ve Patrick Dörr, Asylmagazin’in 10-11 / 2019 sayısında iltica prosedüründe olan LGBTIQ++ mülteciler ve şiddete karşı koruma ve LGBTIQ++ mülteciler konularını ayrıntılı olarak tartışmış ve LGBTİ mültecilerle çalışmak için çok sayıda hukuki ve pratik ipuçları vermişti.